GramerX Bloglar

Nahiv İlmi Nedir?

04 Ocak 2023 - 706 Defa Okundu

Arapça dilbilgisinin olmazsa olmaz ana unsurlarından olan Nahiv ilmi nedir?


Nahiv Nedir?  

النحو   

(Arapça gramerinin söz dizimi kuralları ile i‘rab bölümünü kapsayan ilim)

Sözlükte “yönelmek, izini takip etmek” anlamındaki nahv kelimesi isim olarak “yön, taraf, yol” mânasına gelir. İsimlendirmeye dair rivayetlerin çoğuna göre gramerin sentaks kısmına bu adın verilmesinin sebebi, Hz. Ali’nin kelime çeşitleriyle tanımlarını kapsayan bir sayfayı Ebü’l-Esved ed-Düelî’ye verdikten sonra, “Bu yola girerek ilerle” (Ünḥu hâẕe’n-naḥve) demesi veya Ebü’l-Esved’in, gramerle ilgili bazı düşüncelerini belirtip öğrencilerine Hz. Ali’ninkine benzer bir tâlimat vermesidir (Ebü’l-Kāsım ez-Zeccâcî, s. 89; Kemâleddin el-Enbârî, s. 4, 7, 12). Ayrıca Kur’an okutanlarla muallimlerin bir ifade konusundaki düzgün (fasih) örneği belirtmek üzere, “Bu hususta Araplar’ın nahvi şöyledir” gibi klişeleşmiş söylemleri tekrar etmelerinin de bu terimleşmede rol oynadığı kabul edilir. Yuhannâ el-İskenderânî’nin Yahyâ en-Nahvî olarak tanınmasından “nahv” ve “nahvî” terimlerinin Hz. Peygamber zamanında bilinmekte olduğu anlaşılıyorsa da o süreçte bu kelimeler “lugat, lugat âlimi” mânasında kullanılıyordu (Abdülkerîm M. el-Es‘ad, s. 262-263). 

Nahiv konusunda üzerinde durulması gereken en önemli kavramlardan biri i‘rabdır, zira i‘rab bu ilmin özünü teşkil eder. Hz. Peygamber, “Kur’an’ı i‘rab edin, anlaşılması zor kelimelerini (garâib) araştırın” (İbn Ebû Şeybe, VI, 116; Hâkim, II, 477; Beyhakī, II, 427); “Arabiyye’nin inceliklerini öğrenin, Kur’an’ı i‘rab edin, çünkü o Arapça’dır (veya onun dili Arabiyye’dir)” (İbn Ebû Şeybe, VI, 116) gibi hadislerinde i‘rab tabirinin önemi vurgulanmıştır. Bu hadisler bazı râvileri sebebiyle zayıf sayılmakla birlikte Hz. Ebû Bekir, Ömer, Abdullah b. Mes‘ûd, Ebû Zer el-Gıfârî, Ebû Hüreyre ve Abdullah b. Ömer gibi sahâbîlerin Kur’an’ı i‘rab ederek okumanın daha sevap olduğuna dair sözleri (İbn Atıyye el-Endelüsî, I, 40) bahis konusu hadislerin içeriğini teyit etmektedir. Bu tür metinlerde geçen “i‘râbü’l-Kur’ân” tabiri “Kur’an’daki gizli/kapalı noktaları, anlaşılmayan kelime, ifade ve mânaları araştırıp ortaya çıkarmak, anlaşılır hale getirmek” biçiminde algılanabilir. Ancak i‘râbü’l-Kur’ân’ı tarihî perspektif içinde ve lahn hadisesiyle bağlantılı olarak ele almak daha uygun görünmektedir. Çünkü kıraat hataları (lahn) çoğunlukla kelime sonlarında oluyordu. Buna göre i‘râbü’l-Kur’ân ifadesi, “Kur’an kıraatinde sonları nasıl okunacağı bilinmeyen kelimelerin araştırılıp açıklığa kavuşturulması” şeklinde anlaşılabilir. Nitekim Ebü’l-Esved ed-Düelî, Kur’an’da yer alan bütün kelimelerin sonlarına nokta şeklinde harekeler koymuş ve bu faaliyeti için bizzat kendisi “Kur’an’ın i‘rab edilmesi” sözünü kullanmıştır (Dânî, s. 4). Ebü’l-Esved’in bu ifadesi ve yaptığı iş, Hz. Peygamber ile ashabın kullandığı i‘râbü’l-Kur’ân tabirini açıklığa kavuşturan bir yorum niteliği taşımaktadır. Onların dil çalışmaları İbn Abbas’ın garîbü’l-Kur’ân’a dair mesaisiyle başlamış ve Ebü’l-Esved’in Kur’an’ın i‘rab edilmesi faaliyetinin hemen arkasından Hz. Ali’nin yol göstermesiyle nahiv ilminin temelleri atılmıştır. 

Kadim dilciler nahvi geniş mânasıyla gramer karşılığı olarak anlamışlardır. Günümüze ulaşan en eski nahiv çalışması olan Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı bunun örneğini teşkil eder. Bu eserde nahiv ve sarftan başka imâle, i‘lâl, idgam, hemz gibi fonetik meseleler, kıraat ve lehçe farkları, hatta bazı edebî ve belâgī anlatımlar iç içedir. Bu anlayış sonraki yüzyıllarda el-Muḳteḍab (Müberred), el-Mufaṣṣal (Zemahşerî) ve el-Elfiyye (İbn Mâlik) gibi eserlerde devam ettirilmiştir. İbnü’s-Serrâc ve İbn Usfûr el-İşbîlî gibi dilciler nahvi “ilmü’l-Arabiyye” ile eş anlamlı kabul ederek alanını daha da genişletmiş, nahiv, sarf, lugat, aruz, kafiye, iştikak, şiir yazma usulü, inşâ, meânî, beyân, hat gibi dilin bütün yönlerini kapsayan bir ilim şeklinde algılamışlardır (Ali Ebü’l-Mekârim, II [1404-1405], s. 381-382). Nahiv kitaplarında nahvin tanımına genellikle yer verilmemiş, yer verenler de bilimsel bir tanım yapmaktan çok felsefî yaklaşımlarını yansıtmışlardır. Günümüzdeki yaygın kabule göre de geçerli olan ve gramerin söz dizimi (terkip) kuralları ile i‘rab olgusuna has kısmını kapsayan nahvin dar çerçevedeki anlamına Ebû Ya‘kūb es-Sekkâkî, Abdullah b. Ahmed el-Fâkihî ve Sabbân gibi dilcilerle modern zamanda İbrâhim Mustafa ve Abdülalîm İbrâhim gibi bazı yazarlarda rastlanır. Bugün nahiv söz dizimi, cümle bilimi, sentaks terimleriyle karşılanır ve dil bilgisinin söz dizimi kurallarıyla i‘rab olgusuna ilişkin kısmını içerir. Bu bakımdan nahvin konusu terkip ve cümlelerin kuruluşu, öğeleri, çeşitleri, i‘rab olgusu, âmiller, mâmuller, i‘rab alâmetleri, mu‘reb ve mebnîler gibi meseleleri kapsar.

Onayla

Çerezleri kullanarak müşterilerimizi daha iyi anlarız ve bu sayede web sitemizi, ürünlerimizi, hizmetlerimizi ve pazarlama çalışmalarımızı geliştiririz. Ayarlarınızı değiştirmeden devam etmeniz, web sitesindeki tüm çerezleri almaktan memnun olduğunuz şeklinde değerlendirilecektir. Bununla birlikte, çerez ayarlarınızı istediğiniz zaman değiştirebilirsiniz.